EVLAT ACISI ASLA UNUTULMAZ
1997 yılında Hakkâri’nin Çukurca İlçesi Uzundere kırsalında askeri aracın, PKK’lı teröristlerce yola döşenen mayına çarpması sonucu Jandarma Komando Onbaşı Bülent Keskin, 11 vatan evladıyla birlikte şehit düştü. Aradan geçen onca yıla karşın evlat acısını teskin etmeye çalışan baba Muzaffer Keskin, çocuğunu biran olsun unutamıyor. Keskin, “Benim çocuğum hep asker olmak ve şehit olmak isterdi. Allah dualarını kabul etti ve yanına aldı. Kınalı kuzum vatan, bayrak için şehit düştü. İnşallah mahşerde kavuşacağım günü bekliyorum” dedi.
KİMSENİN GÖNLÜNÜ KIRMAZDI
Çocukluk yıllarında oğlunun çok akıllı olduğunu ve ailesini üzmeyen bir çocuk olduğunu söyleyen baba Keskin, “İlkokul günlerinden itibaren her zaman bizlere asker olmak istediğini söylerdi. Baba ben asker olacağım, Şırnak’ta şehit olacağım derdi. Bende böyle konuşma senin yaşın küçük daha büyüyeceksin çok günler göreceksin diye söyler dururdum. Çok mazlum bir çocuktu arkadaşlarını çok severdi eşini dostunu. Hiç kimsenin gönlünü kırmazdı, bizlere karşı asla saygısızlığı olmadı.”
GERİ DÖNÜŞÜM YOK DEDİ VE GİTTİ
Askere giderken çok duygusal anlar yaşadıklarını vurgulayan Keskin, konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “Giderken tüm sülaleyle helalleşti. Baba bizim geri dönüşümüz yok diyerek otobüse bindirdik ağlayarak bizden umudu kesin bizim geri dönüşümüz yok dedi. Bende oğlum böyle konuşma niye böyle konuşuyorsun dedim. Benim kınalı kuzum 11 arkadaşıyla birlikte vatan toprağına düştü. Vatan için, millet için, bayrak için canlarını esirgemediler. Vatan, namus, bayrak, ezan dinmesin dediler. Her şeye boyun büktüler. Bedenleriyle bu vatana olan borçlarını ödediler.”
MAHALLEDE SEVMEYEN YOKTU
“Çok sevilen bir çocuktu okula giderken gelirken tüm mahalledeki arkadaşlarını tek tek okula götürür getirirdi. Mahallede sevmeyen yoktu. Askere uğurlarken bizim geri dönüşümüz yok biz şehit oluruz diyordu ama vatan için bizi kalleşçe arkamızdan vurmazlarsa hiçbir şeye korkumuz yok diyordu. Ama hainler kalleşlik yaptı mayın döşemişler. Sevilen biriydi hiç kimsenin kalbini gönlünü kırmıyordu kim ne derse oraya koşuyordu. Çok iyiliksever biriydi. Hiç kimseye gözünde şu var demezdi yani. Konuşkandı mahallede sevilen biriydi arkadaşlarıyla uyum sağlardı.”
MİLLETİ OLMAYANIN VATANI OLMAZ
“Annesi ne derse onu yapardı. Annesini kucağına sırtına alırdı anne seni gezdireyim gel derdi. Her yerde annesine çok hürmetliydi. Bana da öyleydi. Baba derdi ben varken size karada ölüm yok derdi ama nasip takdiriilahî ömür oraya kadarmış. Yine de vatan sağ olsun vatanı olmayanın milleti olmuyor milleti olmayanın vatanı olmuyor. Vatanı olmayanları görüyoruz her biri bir dağda ama yine de vatanım milletim adına oğlumla gurur duyuyorum. Şehit babası olarak ne mutlu. Benim içimde ikinci bir acısını çektiğim şey ise oğlumun yemin törenine gidemedim. O törene çok katılmak istedim ama gidemedim. Bunun acısı da benim yüreğimde duruyor. Oğlumun mürüvvetini görmek isterdim, düğününü yapmak isterdim her şeyini yapardım. Ama takdiriilahî böyleymiş oğlumu benden aldı. Şuan hayatta olsaydı oğlum için canımı verirdim. Gerçekten de yıllar geçse de bu acı yürek dağlıyor, dayanılmayacak bir acı bu.”
ŞEHİT OLMADAN 1 GÜN ÖNCE GÖRÜŞTÜ
“Askerdeyken görüştük şehit olmadan bir gün önce telefon etti bana. Operasyona gidiyorlarmış. Akşam saat 9-10 gibi konuştuğumuzda benden helallik istedi. Operasyona gittikleri sırada araç mayına basmış ve sabaha karşı saat 04.00 sularında şehadet şerbetini içmiş. Annesiyle burada pekmez kaynatıyorduk. Bize bir telefon geldi iki polis karakol komutanı geldiler kapının önüne. Bülent Keskin’in babası mısın dedi babasıyım dedim. Annesi seni şahitlik için karakola götüreceğiz dedi. Beni aldılar karakola götürdüler.”
İYİLİK YAPMAYI ÇOK SEVERDİ
“Ben hala ne olduğunu anlamadım. Karakolda bana durmadan soru soruyorlardı kaç çocuğun var dediler bende iki oğlum iki kızım var dedim. Büyük oğlumun Şırnak’ta görev yaptığını söylediğimde polisler bana başın sağ olsun dedi, ondan sonra ben kendimi kaybettim.
Cenazede ben Kötü olduğum için pek kimseyi göremedim. Ama eş dost mahalle kalabalıktı. Defterine hep yazmış arkadaşları çok masum bir çocuktu, gülüşlüydü vatanını milletini seven biriydi. Hayır ve iyilik yapmayı severdi, kim ne derse onu yapardı hiç kimseye de şunu yapmıyorum demezdi öyle bir çocuktu diye yazmışlar.”
VATAN İÇİN HER ŞEYE BOYUN EĞDİK
“Okula gider gelirdi mahalledeki kız çocuklarının elinden tutar götürürdü. O erken gelirdi geri akşam gider onları okuldan alır gelirdi hatta komşunun biri takılırdı buna bu kızı sana vereceğim büyüyünce diye öyle işte. Oğlum şehit olacağını hissediyordu baba şehit olsam da önemli değil hiç gözümü kırpmadan her ne gerekiyorsa yapıyorum derdi. Dediği gibi de şehit oldu yapacaklarını da yaptı vatan için millet için canını feda etti ama vatanına milletine leke getirttirmediler. Gün sonunda vatan sağ olsun dedik vatan dedik Millet dedik Ezan dedik biz bu vatan için her şeye boyun eğdik” dedi.
Haber: Sema Nur Çakmak-Şeyma Karakoç (Stajyer)
Cam ve mozaik sanatı yeniden hayat buluyor
Hareketsiz yaşam, ölüm riskini yüzde 20 ila 30 artırıyor
Hakan Gökkaya, hastanede tedaviye alındı
Son dakika haberleri hızlı ve tarafsız bir şekilde KirikkaleSonDakika.net'te okuyabilirsiniz!. Kırıkkale ile ilgili gündemdeki son dakika haberler ve yeni gelişmeler anında Kırıkkale Son Dakika'da!
Ovacık Mah. 590. Sk. Gökarık Apt. No: 5/6 Kırıkkale
info@gazetekale.com
03183331171
03183331171